Evlenmeden Önce

Doğan Cüceloğlu “Evlenmeden Önce” kitabında çok güzel tespitlerle ve gerçek hayattan kendisine gönderilen mektuplarla mükemmel bir eser ortaya koymuş. Biz tanıtmak istedik, mutlaka kitabı okumanızı tavsiye ederiz. Ben evli değilim, evlilik arefesinde değilim diye düşünmeyin. İnsan olma becerisini anlatıyor özünde bu kitap. Kitabın içeriği çok yoğun. Evliliğin sosyo-kültürel yapısından romantizmine kadar pek çok noktaya parmak basmış. Hatta daha sonra kitap için bir de video çekmiş. Orada çok samimi açıklamaları da var. Ona da yer verelim istedik.

Sevgili Doğan Cüceloğlu şöyle söylemiş tanıtımında:

“Bana soruyorlar. Evliyim, bu kitabı okursam evliliğime zarar olur mu? Bence okursanız nikah tazeleme olur. Evliliğinize de size de iyi gelir diyorum ben de. Evliyken eşinizle beraber okursanız nikah tazelersiniz. Birbirinizin güçlü yönlerini görürsünüz. Zayıf yönlerinizi düzeltmeye çalışırsınız. Ama ben bu kitapları yazarken ‘Bakın doğrusu budur, siz yanlış yapıyorsunuz’ demiyorum. İlişkilerinizin değişik yönlerini gözden geçirin diye yazıyorum.

Biz tekrar kendi anladığımıza gelelim 🙂 Bu kitabın özetini tek bir cümleyle açıklayacak olursak;

Evlilik birlikte yaşamak için değil, eşlerin birbirini yaşaması için kurulmuş bir müessesedir.

Şimdi biz bu cümleyi açarak Doğan hocanın kitapta anlattığı konuları birkaç cümleyle ifade etmeye çalışalım.

Kendiniz olarak evlilikte var olmanız yetmez. Evlilik BİZ demektir. Bizin bir parçası olarak kendiniz olabiliyor musunuz? Bunu nasıl yapacağınızı, evliliğin öğrencisi olmayı anlatıyor kitap. Herkes kendi olarak bir ekip olursa evlilik o zaman bir dansa dönüşür.

Doğan Cüceloğlu sadece evlenmeden önce yapılması gerekenleri değil, evliliği mutlu huzurlu sürdürmek için evlilik sırasında da yapılması gerekenleri ve yapılmaması gerekenleri çok yalın bir dille anlatmış. Ayrıca okurlarının kendisine gönderdiği, kendi deneyimlerini anlattıkları mektuplarla desteklemiş konuyu.

Size kısa mektuplardan birini de burada alıntılamak istedik 🙂

“Evlilik otostopa benziyor” diye düşünmüştüm ilk aylarında, ilk yıllarında evliliğimin. Bir kişi için duruyorsun, ama arabana 50 kişi doluyor. On sekiz yıl sonra anladım ki bu otostopçulardan hiçbiri bir yere gitmek istemiyor ama direksiyona geçmeye ÇOK HEVESLİLER. Hatta güzel geçinelim diye sakin uyumlu davranırsanız, yıllar sonra kendinizi arka koltukta sıkışmış buluyorsunuz. Her an kapı açılabilir ve düşebilirsiniz giden araçtan.

Ayrıca şu konuları, evlilik öncesi eşlerin birbiriyle mutlaka konuşmaları tavsiye edilmiş:

Evlilikten beklentileriniz.

Muhtaç olduğunuz için mi evleniyorsunuz?

Cinsellikten ne anlıyorsunuz?

Her bir eşin bu ilişkiye getirdiği ekipte (akraba, arkadaş vs) kimler ne derece var olacak?

Aynı şeylere gülebilip aynı şeylere üzülebiliyor musunuz?

Sohbet edebiliyor musunuz?

Geleceğe kaygıyla mı bakıyorsunuz, yoksa umutla mı?

Fedakarlık.

Hayaller.

Evliliğin öğrencisi olmak.

Kitabın sonunda, “Evlilik öncesi toplumsal bilinçlenme” için başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere bir çok kamu kuruluşuna da çağrıda bulunmuş. Her ne kadar kendisi şimdi aramızda olmasa da bu çağrıya cevap verilmesini ve bir an önce bilinçli bir toplum için çalışmalar yapılmasını ve bu konuyu devletin desteklemesini ümit ediyoruz.